Ana içeriğe atla

Serdar Dursun: Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ile görüştüm.

serdar dursun

Almanya'da Darmstadt forması giyen gurbetçi oyuncu Serdar Dursun ile konuştum. Almanya ile Türkiye'nin futbolu arasındaki farklar, transfer döneminde aldığı teklifler ve gelecek hedeflerini anlattı.

Röportajı izlemek için: 👇👇


GALATASARAY İLE GÖRÜŞTÜM 

Menajerim Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor ile görüştü. Benim Türkiye'ye gelme niyetim şu an için yok. İlk hedefim Bundesliga'da oynamak. Bir bonservisim vardı benim 1.5-2 milyon euro civarında. 4 büyüklerle görüşmeler oldu ama bu bonservis onlar için yüksekti. Bazı hocalarla da görüştük. Sonrasında da İngiltere'den, Çin'de, Arabistan'dan teklifler geldi. En son İngiltere'den Derby County istedi beni. Kulüp iyi bir forvet bulsaydı benim gidişime izin verecekti ama olmadı. Bir sene daha buradayım. Sezon sonunda sözleşmem bitiyor. Elimden geleni yapmaya çalışacağım. İyi bir sezon geçirirsem daha çok telif alırım. İlk hedefim Bundesliga'da oynamak. Tabii ki Süper Lig'de de güzel bir teklif olursa buraya dönmeyi de düşünebilirim. 

ALMANYA'DAKİ EN ÖNEMLİ ÖZELLİK DİSİPLİN

Almanya'daki en önemli özellik disiplin. En alt yaş kategorisinden başlayıp A Takım seviyesine gelen, her hafta düzenli olarak maçlar var. Sahalar ve tesisler gayet iyi. A Takım'a yükselirken U19, U17 'de oynarken oyuncular sistemi, kaymaları, vücut olarak gelişimi tamamlamış oluyorlar ve hazır oluyorlar. Türkiye'de daha yetenekli oyuncular olabilir ama antrenman sahaları, hocalar, eğitimler eksik kalıyor ve oyuncular A Takım'a yükselince büyük bir uçurum oluyor. Son dönemde bunun azaldığını ve Türkiye'nin iyi bir yolda olduğunu düşünüyorum çünkü oyuncu yetişmeye başladı. 

ALMANYA'DA İŞİNE SAYGIYI, DİSİPLİNİ ÖĞRENDİM DAHA ÇOK

Ben 19 yaşına kadar Almanya'da doğup, büyüdüm ve eğitmimi burada aldım. 19 yaşında bir seçim yapmam gerekiyordu ya Bülent Uygun yönetimindeki Eskişehirspor'a gelecektim ve A Takım'da şans bulacaktım ya da Almanya'da altyaşta forma giyecektim. Ben Eskişehirspor'u seçmiştim o zaman. Tabii ki geldiğim gibi oynayamadım. Şike süreci yaşandı o süreçte. Sonrasında kiralık gittim, tutmadı. Belki de ben mental olarak hazır değildim. Karagümrük'te kendimi buldum. Sürekli oynadım. 24 yaşında Almanya'ya döndüm ve buraya geldiğimde de sanki Türkiye'de hiç antrenman yapmamış gibi oldum. Bülent Uygun, Ertuğrul Sağlam, Skippe, Ersun Yanal gibi çok iyi hocalarla çalıştım Türkiye'de ama Almanya'ya gelince işine olan saygıyı, disiplini öğrendim daha çok. Bir forvet oyuncusu da ilerleyen yaşlarında daha iyi oluyor. Ondan belki de Türkiye'ye geldiğimde gençtim belki de, belki hazır değildim. 24 yaşından beri Bundesliga 2. Ligi'nde oynuyorum ve her sene 30'un üstünde maça çıkıyorum. Bu bana sahada fayda sağlıyor. Tecrübelendim saha içinde ve saha dışında ne yapmam gerektiğini biliyorum. Bunları örnek gösterebilirim. 

ALMANYA İLE TÜRKİYE'DEKİ İDMAN ARASINDA FARK VAR

Bence Almanya'da yapılan idmanla Türkiye'de yapılan idman arasında fark var. Oynadığım dönemlerde olduğunu söyleyebilirim. Oyuncular mesela Almanya'daki idmanlarda herkes %100'ü ile oynar her gün. Türkiye'de tecrübeli oyuncular yerli veya yabancı farketmeksizin %100'üyle oynamaz, biraz daha az yapar. Çünkü bazı oyuncular Türkiye'ye para içni geliyor bazıları işte kariyerimi bitireyim diye düşünüyor. Almanya'da böyle bir şey yok. Kim olursan ol burada %100'ünü vermek zorundasın. 

HER HAFTA OYNAMAK ÇOK ÖNEMLİ 

19 yaşında Eskişehirspor'a geldim. A2'de de gol kralı olmuştum. Önümde çeşitli isimler vardı ama antrenmanda hep en çok golü ben atardım. Ama Türkiye'de ne yazık ki isme bakıyorlar. Gençtim, Türk'tüm ama önümde yabancı oyuncular ve daha çok kazanan isimler vardı hocalar otomatik onlara şans veriyorlardı. Ersun Yanal döneminde mesela bana "Çok iyisin, çok beğeniyorum seni" dedi sonrasında da Urfa'ya gitmemi söyledi kiralık olarak. Urfa'ya giderken birinci forvettim sonra 1 hafta içinde 16 transfer yaptılar. Sonra Eskişehir'e döndüğümde Ersun Yanal, Fenerbahçe'ye gitmişti ve Ertuğrul Sağlam teknik direktör olmuştu. Denizlispor'a kiralandım orada da sakatlık yaşadım. Eskişehir'e döndüm ve Karagümrük'ün Başkanı Cengiz Günaydın beni aradı ve "Gel oyna. 1. Lig'de zaten yabancılar oynayacak" dedi ve 2. Lig'deyken Karamgümrük'e gittim . 22 yaşında Karagümrük'e gittim ve 2 senede 70 maç oynadım. Orası bana çok şey kattı. Ben hep söylüyorum her hafta oynamak lazım. Oynarsan gelişirsin çünkü. 6 senedir ben de 200 maç oynadım ve bunun faydaları oluyor tabi. Kendini geliştiriyorsun, birileri seni farkediyor, saha içinde daha aktif olmaya başlıyorsun, futbolu öğreniyorsun. 

Röportajı izlemek için: 👇👇


KARAGÜMRÜK BENİ İSTEDİ

Karagümrük sezon başında Süleyman Hurma vasıtasıyla beni aradı ve durumumu sordular. 1.5-2 milyon euro bonservis bedelim vardı. Beni istediler ama ekonomik olarak bu transferin olması zordu. Karagümrük'ü çok seviyorum. Çok hızlı Süper Lig'e yükseldiler. Bence bu sene Süper Lig'i de ilk 10'da bitirirler. Zaten şu an ben de Türkiye'ye dönmeyi çok istemiyordum. 

MİLLİ TAKIM OYUNCU HAVUZUNDA YER ALIYORUM

Şenol Güneş ile görüşme şansım oldu. Şenol Güneş'in söylediğine göre pandemi olmasaydı Almanya'ya gelip beni izleyeceklerdi. Şu ana kadar izlediler mi, takip ettiler mi bilmiyorum ama milli takımın oyuncu havuzunda ben de yer alıyorum. İnşallah beni de çağırırlar ilerleyen dönemde. Bunun için çabalıyorum. Çağırırlarsa milli takım benim için çok güzel olur. Başarılı olacağıma da inanıyorum. Teklif bekliyorum bakalım inşallah olur. 

İYİ OYUNCU OYNAR İSTER TÜRK, İSTER YABANCI OLSUN 

Yabancı sınırı sürekli konuşuluyor. Bence iyi oyuncu oynar. İster 11 yabancı olsun, ister 11 Türk olsun. Belki sınırlama gelirse genç oyuncular A Takım'a daha kolay yükselebilir ama bence pasaporta bakmaz bu olay. İyi oyuncu zaten oynar. Kural gelirse Türk oyuncular biraz daha göz önünde olabilir. Bütün takımlar daha iyi Türk oyuncu aramak durumunda kalırlar. Bakalım artık yukarıdakiler karar verecek. 

Röportajı izlemek için: 👇👇

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Shane Larkin: Bunun tadını çıkaracağız.

ING Basketbol Süper Ligi 'nin 12. haftasında Anadolu Efes , Sinan Erdem Spor Salonu'nda Fenerbahçe Beko 'yu 79-66'a yenerken maçın ardından Shane Larkin ile kısaca maçı ve milli takım konusunu konuştum. Galatasaray'ımızın yaşattığı şoktan yeni çıkabildiğim için anca bu saatte girebiliyorum.  Anadolu Efes, 3 gün arayla 2. kez Fenerbahçe'yi mağlup ederek Shane Larkin maçla ilgili olarak, "Çok iyi bir maçtı, onlar da çok iyi ekip ve rakipler. Önce onların sahasında sonra da kendi sahamızda kazanmayı başardık ve onlara karşı üst üste ikinci galibiyetimiz aldık. Bunun tadını çıkaracağız." sözlerini söyledi.  MİLLİ TAKIMDA OYNAMAK İSTEDİĞİMİ SÖYLEMİŞTİM   Sezon başında Türk milli takımında oynamak istediğini söyleyen Shane Larkin, milli takım konusuyla ilgili olaraksa, "Türk milli takımında oynamak istediğimi söylemiştim. Bu konuyla ilgili daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Şu anda sadece bu sezona odaklanacağım, tek düşündüğüm de b...

Gökay İravul: Altyapıdan oyuncular çok eksik geliyorlar.

Son yıllarda altyapıdan büyük umutlarla çıkan ancak A Takım seviyesinde tutunamayan isimlerle bu durumun nedenini konuşmaya devam ediyorum. Fenerbahçe altyapısından çıkan Gökay İravul ile konuştum. Altyapıdan çıkan oyuncuların A Takım seviyesine çok eksik geldiğini ifade eden Gökay, oyuncuların daha donanımlı olması gerektiğini ifade etti.  Fenerbahçe altyapısında büyük umutların bağlandığı isimlerden biriydin. Aykut Kocaman döneminde Süper Lig ve Türkiye Kupası'nda da zaman zaman forma şansı bulmuştun ancak sonrası gelmedi. Neden işler yolunda gitmedi, neye bağlıyorsun bu durumu? Evet o dönem iyi şanslar yakaladım. Benim adıma işler iyi de gidiyordu ama maalesef ki şike süreci Fenerbahçe'yi etkilediği gibi maalesef genç oyuncuları da etkiledi. Bu sebeple kiralık gitmeme karar verdik. Fenerbahçe'den Alanyaspor'a gitmiştin ancak Süper Lig seviyesinde kalıcı olamadın. Süper Lig seviyesinde kalamamanın sebepleri neydi? Alanyaspor'da bulunduğum süreçte 1....

Joker filmi incelemesi...

Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren Joker , büyük ilgi toplarken Türkiye’de 10 gün içinde 1.4 milyon seyirci tarafından izlendi. Filmin beklentileri karşıladığını söylemek mümkün. Açıkçası böyle bir yazıyı yazıp, yazmama konusunda çok kararsızdım zira çok da güvendiğim bir alan değil ancak sonrasında öyle içimden gelen bir şeyleri yazayım dedim. Sonuçta mekanın sahibi biziz… DC bugüne kadar yaptığı çoğu filmde beklentileri karşılayamamakla eleştirildi fakat bu filmde korkulan olmadı bence. İzlerken çok keyif aldım. Joker’i diğer kötü karakterlerden ayıran en temel nokta her zaman yaptığı şeyleri para veya iktidar için yapmamasıydı. Bu filmde de Joker’in nasıl bu noktaya geldiğini empati kurarak görüyoruz. Aslında bu yüzden filme Joker’den ziyade Arthur Fleck desek daha da doğru olabilir. Bütün hayatı kötü geçen, psikolojik bir hastalığı olan ve hayatı bir yalandan ibaret olan bir ismi görüyoruz. Hayatını palyaçoluk yaparak kazanan Arthur, stand-up gösterisi yapmayı hayal eden v...